Toplumsal Kamplaşma

 

 

İlhan Selçuk, Doğu Perinçek ve Kemal Alemdaroğlu´nun Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınmaları toplumu yine böldü. AKP´nin kapatılmasını istenen zihniyet, kendi içlerinden birinin gözaltına alınmasına dahi tahammül edemiyor. Tabiki açık bir şekilde hukuku ve savcıyı eleştiremedikleri için, “Usul yanlıştı. Saat 4.30da baskın yapmaya gerek yoktu” ile yetinmek zorundalar. Çünkü savcıyı eleştirdikleri zaman, AKP davasını açan savcıyıda eleştirme hakkı doğacak.

 

Toplumun fikrini kimse sormuyor....

 

Önce Başörtüsü meselesiyle bölünen halk, daha sonra sınır ötesi hareket ile sarsıldı. Ardından gelen AKP davası milleti bölmüşken, Cumhuriyet Gazetesine yapılan “darbe” toplumun tekrar kamplaşmasına vesile oldu.

 

Bu olaydan sonra maalesef herkes fikir beyan etmek mecburiyetinde...

 

Herkes kampını seçmek durumunda...

 

Seçmeyenler üçüncü gruba dahiller. Hiç şüphesiz bu üçüncü grup en büyük grup. Bu grup “Adalet neyse, o olsun. Hukuk kazansın” diyenlerden oluşuyor. Fakat bunların sesini kimse duymayacak. Kimse dinlemeyecek ve kimse sormayacak.

 

Dogmatik ve ideolojik zihniyetler bu üçüncü grubun temsilcilerini zorla karar vermeye zorlayacaklar. Herkes safını belli etmek zorunda kalacak...

 

İşte buyurun, tam bir istikrarsızlık. Tam bir toplumsal kaos ve bölünme.. Maddi kaybımızı hesaplamak mümkün değil. Peki manevi kayıbımız? Topluma açılan bu yaraları sarmak için sargı bezleri yetecek mi? İki ay sonra tüm bunlar unutulacak mı, yoksa birbirimize yine “Sen laiksin”, sen “dincisin” mi diyeceğiz?

 

Hayırdır, bu senaryo size tanıdık mı geldi?

 

Tabiki tanıdık gelecek. 1980 öncesi sağ-sol kavgaları yeni bir isim ile tekrar oynatılıyor.

 

Oynayanlar aynı, rejisör aynı, isimler farklı...

 

Cemil Şahinöz

22.03.2008