CEMAAT GIYBETİ
Geçen
sayımızda gıybetin ne kadar kötü bir hastalık olduğunu
yazmışdık. Gıybetin özelliği, amelleri silip, yakıp
atması. İşte bu yazımızda da, gıybetin en kötü
şeklini size tanıtacağım: Cemaat gıybeti.
Evet,
müslümanların şu an ki perişan durumunun nedeni ne yahudiler
nede gayri müslimler. Suçlu müslümanın ta kendisi. Çünkü şimdi
bahsedeceğimiz konu, yani cemaat gıybeti, müslümanların arasına
zehirli bal gibi yayılmış. İşte bu zehir müslümanları
perişaniyete mahkum ediyor.
Cemaatler
birbirlerine kardeşlik duyacaklarına birbirlerine sinsice düşmanlık
besliyorlar. Bu düşmanlığın kaynağı şu
kelimede saklı: YANLIZ BENİZ CEMAATİM HAKLI, DOĞRU VE GÜZEL.
İşte böyle düşünen insanlar diğer cemaatleri kötülemekle
İslamiyete hizmet ediyorum zannediyorlar. Tabiki bunu açıkca yapmıyorlar.
Çoğu zaman kendileride farkında değilller. Bu kötülemeler çoğunlukla
şöyle başlar: Hepimiz kardeşiz, fakat...., Süleymancılar kardeşlerimiz, fakat..., Nurcular kardeşimiz, fakat...
İşte
bu fakat kelimesi bütün gıybeti ve iftirayı başlatan
kuyruklu bir yılan gibidir. Önce kardeşlik denir, sonrada fakat
eklenir ve güya kardeş olan cemaat acımasızca aşağılanır.
İşte böyle bir korkunç gıybetden
kurtulmak çok zor. Böyle bir gıybeti işledikden sonra helalleşmek
çok zor. Çünkü tüm bir cemaate gıybet etmiş olunuyor. Ve böylece
kabir azabını şiddetlendiren gıybet silinmez hale geliyor. Böyle
bir günahdan kurtulmak için önce pişman olunmalı. Sonrada her
kimseye bu gıybeti yapdıysa, o kişileri bulup onlara o cemaat
hakkiında dediklerinin yanlış olduğunu anlatp, düzeltmeli.
Gıybet bir şahısa karşı yapılmadığı
için direk helalleşmek mümkün. Kime anlatıldıysa onlara hata
yapıldığını anlatmak gerek.
Sadece
benim cemaatim doğru, diğerleri yanlış. Yada Benim
cemaatim eşitdir İslam! gibi sözler gizli şirk´dir. Çünkü
bu sözler o cemaati ideoloji yerine getiriyor. Yani dini cemaat birden ideoloji
haline geliyor. Allah korusun!
Halbuki
cemaatler hakkında gıybet eden insan şunu kafasına sokmalıdır:
İslam bir üniversitedir.
Cemaatlerde bu üniversitenin farklı fakülteleridir. Üniversite
sadece fakültelerin birbiriyle dostca çalışmasıyla değer
kazanır. Hiç fakülte fakülteye karşı düşmanlık eder
mi? Etse, koskoca üniversite perişan olur. İşde fakülte halinde
olan cemaatler birbirleriyle çalışmalı ve dostca muhabbet etmeli
ki, üniversite olan İslam yücelsin. Yoksa
bu kavgalar ve iğrenç gıybetler dinimize daha büyük zarar verecek.
Cemaat,
ayrı ayrı cesetlerin tek bir cesetde ittifakıdır.
Peygamberimiz (sav) Müslümanları bir vücudun azalarına benzetir
(Buhari, Edeb, 27; Müslüm, Birr 66-67). Bir el diyer ele düşmanlık
etmediği gibi, Müslümanlar birbirlerine küsmemeleri lazım.
Birbirlerine destek olmaları lazım.
Bakın,
yüce kitabımız Kur´an-ı Kerim ne buyuruyor: Hepiniz Allah´ın ipine sımsıkı sarılın,
ayrılığa düşmeyin. (İmran Süresi, 103)
Bediüzzaman
bu konu hakkında şöyle diyor: İttifak hüdadadır (Allah
yolundadır), heva ve heveste değil. (Divan-i Harb-i Örfi, s.59).
Bediüzzaman Said Nursi, emsalleri içinde ihlasa verdiği ehemmiyet ile tanınır.
Davasının esasına aldığı temel unsurlardan birisi
de uhuvvet (kardeşlik). Bu hem davasının özü itibariyle, hem de
İslam dünyasında ve bütün müslümanlar arasında görmeyi arzu
ettiği tablo itibariyledir.
Toplumu
düşmanlıkdan kurtarıp, birlik ve beraberliğe getirebilmenin
birçok çarelerini sıralayan Bediüzzaman, mü´minler arasında birliği
gerektiren bağların Uhud Dağı azametinde ve Kabe hürmetinde
olduğunu, aralarında ihtilafa ve ayrılığa götüren
sebeplerin çakıltaşı hükmünde bulunduğunu ifadeyle, dini
değerleri düşünmeden mü ´mine küsüp darılmanın çakıl
taşlarını Uhud Dağından büyük, Kabe´den daha hürmetli
tutmak kadar bir divanelik olduğunu
belirtir. (Mektubat, sayfa 287)
Üstadin
Uhuvvet (Kardeşlik) Risalesinde dediğini göre, Cemaatim haktır
veya daha güzeldir demeye hakkımız var. Fakat kimsenin
Sadece benim cemaatim hakdır demeye hakkı yok.
SELAMLAR VE DUALARLA
Cemil Şahinöz
Yayınlandığı
Dergi: Ayasofya Nr.12, 2005, s.16