Dinimizi canavarlaştıranlar...

 

Bu seferki yazımda, üzüldüğüm bir noktaya deyinmek istiyorum. Bu yazıyı herkesin okuması gerekmiyor. Sözüm dinimizi öcüleşdiren, canavarlaşdıran, matematiksel hale getirenlere. Bu insanlar ilim ve mantık dini olan İslam dinini matematik haline getirmekten acaip zevk duyarlar. Böyle insanları sizde tanırsınız. Bu yazıyı o insanlara verin. Hatta onları okumaya zorlayın.

Bu insanları tanımak çok kolay, çünkü her 4.sözleri „Bunu yaparsan kafir olursun.“ Her 5.sözleri „Bunu yaparsan münafık olursun.“ İşte bu, güzel dinimizi, matematik haline getirmektir. Sanki imanımız cam parçasıymış gibi, saçma sapan uyduruk hareketler yüzünden gidecekmiş gibi. Halbuki insanın imanı o kadar büyük ve o kadar muhteşem bir şeydir ki, onu küçük bir hata yok edemez.

 

Genellikte bu insanlar kendi kendine bir şeyler uydururlar. Neden? Çünkü başka insanların güzel imanını kıskanırlar. Evet, evet. Hakikat böyle. Kendileri baskı halinde, kuzu şeklinde, yaşamaya alışmışlardır. Aynen bunu başkalarındada görmek isterler. Bunuda dinimizi canavar ve öcü gibi göstermekle çok iyi başarıyorlar. Bunlar dinimizi zor göstererek, imanlıyı bile kaçırıyorlar. Halbuki bakın Allah ne diyor: „Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez“ (Bakara Süresi, 185). Ama bunlar tam tersini uygularlar. Çocuklarına „dolabı açma günahtır“ derler, komşusuna „bunu yapmassan kafir olursun“ derler.

 

Bu insanlar, insanların davranışlarına ehemmiyet verirler ve kendi kendilerine fetva uydururlar. Yani olmayanı söylerler, olanıda saklarlar. Allah´ın verdiği ruhsatları gizlerler. Mesela derler: „Bunu yaptığın an, münafık olursun!“ Halbuki tamamen uydurma bir söz. Çünkü insanlar bir hareket yüzünden ne münafık, ne kafir, nede imanlı olurlar. Bir kafirin müslümanca hareketleri olduğu gibi, bir müslümanında kafirce hareketleri olur. Ama bu ne kafiri müslüman yapar, nede müslümanı kafir. Ancak kafire güzel bir alışkanlık kazandırır, müslümanıda günahkar yapar, ama dinden çıkarmaz.

 

Ama her neyse, bu insanlar dinimizi canavarlaşdırdıkları gibi, zorlaşdırırlar da. Halbuki şu ayeti hiç duymamışlar mı: „(Resûlüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır...“ (Nahl Süresi, 125). İşte burada ap açık belli ediliyor. Dinimizi sevdirin! Korkutun değil. „Aferin! Sen imanlısın. Namazlısın“ diye insanları teşvik edecekleri yerde, kendi uydurdukları hükümleri anlatmaya başlarlar.

 

Ben bu insanlara şunu öneriyorum: Madem Allah´ı anlatıyorsunuz, şunu uygulayın: Allah´ı öyle sevdirin ki, insan Allah´ın sevgisini kaybetmekten korksun! İşte bu kadar. Gerisi kendiliğinden gelir, Allahualem. Hakkınızı helal edin, dost acı söyler, düşman hiç söylemez.

 

Cemil Şahinöz

 

Yayinlandigi dergi: Ayasofya Nr.10, Eylül 2004