Halktan Kopuk Aydınlar
Bir milleti sadece siyasetciler yönetmez.
Çoğu zaman siyasetcilerin fikirbabaları aydınlardır.
Toplumun ve medeniyetlerin çok önemli unsurlarıdırlar aydınlar
ve yazarlar. Bunların toplumu yöneltmekte çok büyük etkileri vardır.
Ünlü Filozof Plato şöyle demiş: Akıllı konuşur,
çünkü onun söylemek istedikleri var. Aptal konuşur, zira kendisinin bir
şeyler söylemek mecburiyetinde olduğunu sanır. Descartes´te
hemen ardına şunu ekler: Akıllı olmak da bir şey değil,
mühim olan o aklı yerinde kullanmaktır. Yani aklını doğru
yerde, doğru zamanda kullanmak önemlidir. İşte aydınlar bu
zamanı ve zemini iyi seçerler. Söyleyecek kelimeleri özenle seçerler,
çünkü Her doğru her yerde söylenmez kaidesine uyarlar.
Sosyolojik olarak bir toplumun
gelişmesi icin aydınların mutlaka bağımsız olmaları
şarttır. İfade özgürlüğünü sonuna kadar
kullanabilmelidirler. Bunun için bağımsızlık şarttır.
Özellikle siyaset ve ticaretten bağımsız olmaları şarttır.
Hani Lloyd George´in bir sözü vardır: Türkler her şeyini feda
eder, ama istiklalini asla. İşte yazarlar ve aydınlarda
istiklalini asla bırakmamalı. Onların herkesten daha fazla kendi
ideolojisini, ülkesini, olanları sorgulama sorumluluğu vardır. Yoksa
medya imparatorluğunun meydana getirdiği canavarlar haline gelirlerse
toplumun çöküşü başlamıştır.
Topluma faydalı olabilmek için
aydınlar ve yazarlar eleştiri yapabilmeli. Eleştiri düşünceyi
geliştirir. Gerekirse kimsenin söyleyemediğini, yazamadığını
yazabilmeli. Yazarlar halkın menfaatini düşünenlerdir. Faydalı ve etkili olabilmek için, kimsenin gölgelerinde oturmamalıdırlar,
çünkü onların görevi ışık saçmaktır.
Her yeri aydınlatmaktır.
La Rochefoucauld der ki: Akıllı
görünme çabası, çoğu zaman akıllı olmayı
engeller. Bu söz de halktan kopuk aydınlar için geçerlidir. Halktan
kopuk aydınlar mağarada yaşarlar. Mağaraları çoğu
zaman villalarıdırlar. Villalarında bir çok hizmetci çalışır.
Bu aydınlar ekmeğin,
peynirin, çayın fiyatını bilmezler. Yaşadıkları
toplumun halini bilmezler. Toplum ile içiçe değildirler. Hayatlarında
standart insanlara yer yoktur. New York, Paris, Roma gibi şehirlerde
alışveriş yaparlar. Halkın arasına girmedikleri halde
akşam evde halk üzerine yorum yazarlar ve köşe yazarlığı
yaptıkları belli başlı büyük gazetelere yazılarını
yollarlar.
Bizim memlekette bu türden insan
çok vardır. Aydın sıfatını hak etmeyen bu karanlık
aydınları konuşmalarından tanırsınız. Kendi
milletini küçümsemek için hep batılı olmaya çalışırlar.
Halbuki Avrupada... kelimeleriyle başlayan cümleler ağızlarında
sakız gibi dolaşır. Sanki
Türklükten bir kötülük görmüş gibi, türk olmamaya çalışırlar.
Onun
için bunlara halkı küçümseyen entel grup desek yerindedir. Yazar
Alev Alatlı bunları, "Batıcı aydının birinci
vasfı ülkesinin temsil ettiği değerlerden iğreniyor olması"
olarak tanımlıyor. Bu aydınlar Batı'nın değer yargılarıyla
topluma bakarlar ve dışarıdan yorum yapmaya çalışırlar.
Tüm toplumu kendileri gibi
zannederler. Halbuki kendileri gibi olan ancak toplumun %5idir. Ama bilerek
halktan kopuk bir hayatı tercih ederler ve halka yabancıdırlar.
Bunlardan bazılarıda memleketimizi kendisinin kolay yaşayabileceği
hale getirmeye çalışırlar. Mesela Beyoglu´nda Fransız sokağı
yaparlar.
Bizim entel takılan danteller
Anadolu insanını anlamazlar veyahut anlamak istemezler. Anadolu insanının
neden hayırsever olduğunu, karşılıksız iyilik yaptığını,
rüşvet yemediğini ve almadığını, gösterişten,
şan ve şöhretten uzak olduğunu bir türlü akılları
almaz. Halkın
neden İstanbul´da yıldızsız, kimsenin bilmediği,
sadece bilmesi gerekenlerin bildiği, menüsü sadece bir kaç yemekten oluşan
bir lokantada, yarım-ekmek arası köfteyi ve yanında tavşan
kanı çayı, Dubai´ın 7 yıldızlı hoteline tercih
ettiğini anlayamazlar. Kendileri şöhret tutkusuyla, alkış
arzusuyla, dalkavukluk ile bir ömür tüketirler.
Bu yüzden bizdeki halktan kopuk aydınlar toplumu yönetemez hale gelmişlerdir. Çünkü yukarıda bahsettiğimiz unsurlardan, yani bağımsızlık ve eleştirebilme kabiliyetinden, uzaktırlar. Halk ile aralarındaki bağ koptuğu için, insanlarımız bu aydınlara güvenmezler.
Tüm okurlara hayırlı
bayramlar dilerim. Hepimize sağlık, huzur ve mutluluk, ülkemizede
halkın içinden gelen, halkın dilini konuşan, aydınlar ve
yazarlar diliyorum.
Cemil Şahinöz
Yayınlandığı
gazete: Anadolu Kasım 2006